Anne adaylarımızın en önemli isteklerinden biri doğumun ağrısız geçmesidir. Bunu da sağlamak için epidural doğum çeşidi vardır.
Prenses doğumda ağrı tamamen yok edilmiyor
Normal doğum kararı alınan anne adayında doğum eyleminin aktif fazı başlamadan önce bel kısmından özel bir iğne ile girilerek omuriliği saran zarın dışındaki bölgeye takılan bir kateterden ağrı kesici madde verilerek belden aşağısının duyu hissi engellenir. Ağrısız doğuma halk arasında prenses doğum da denilmektedir. Epidural anestezi, genellikle doğum eylemi ve doğum için eşsiz bir ağrı kontrolü sağlar. Ancak bu durum ağrıyı tamamen yok ettiği olarak algılanmamalıdır. Birçok çalışmada epidural analjezinin doğum eylemini uzattığı ve doğum eyleminin başlatılmasına sebep olan oksitosin hormonunun uyarım gereksinimini arttırdığı bildirilmiştir. Epidural doğumda eylemin aktif fazının uzaması nedeniyle girişimsel doğum gereksinimini de arttırabilir.
Epidural doğumun dezavantajları
Epidural doğumda ağrının hissedilmemesi avantaj olarak değerlendirilse de dezavantajlarından olan rahmin, bağırsakların ve idrar kesesinin kasılmasının zayıflaması ve/veya durması nadir olmakla ciddi sıkıntılara da yola açabilmektedir. Epidural doğumda rahim kaslarının gevşemesine bağlı olarak hayati kanama olabileceği, bu durumun devam etmesi halinde hastanın rahmini kaybetmesi, idrar kesesinin kasılmaması durumunda 7-10 gün sonda takılması gerektiği, epidural anestezi işlem sırasında dura zarı delinirse beyin omurilik sıvısı kaçağı olacağı için kendiliğinden iyileşme süresinde 1 hafta boyunca şiddetli baş ağılarının olma ihtimali vardır.