Gebelik, birinci, ikinci ve üçüncü üç ay olmak üzere üç tane üç aylık bölümlere ayrılarak incelenir ve takip edilir.
Gebeliğin 20-22. Haftasında, gebe bir kadının bir perinatoloji uzmanı tarafından muayene edilmesi anlamını taşır. Perinatoloji uzmanı kadın doğum uzmanının 3 yıl süren bir üst ihtisas yapması ile elde ettiği, bir yan dal uzmanlığıdır. Gebeliğin anne ve bebek sağlığı açısından etraflıca muayenesi ve değerlendirilmesidir. Yani kadın-doğum uzmanlarının takip ettikleri gebelerin, perinatoloji(riskli gebelik) uzmanları tarafından konsültasyonu(ikinci bakış) değerlendirilmesidir. Bu muayenede elde edilen bulgulara göre, gebelik takibinin planlaması yapılır.
Gebelik takibinde yeni bir konsept vardır; “piramidin tersine çevrilmesi” dediğimiz bu durum şudur;
Bildiğiniz gibi gebelik takibinde, başlarda ayda bir, 30-32. Haftadan sonra 2-3 haftada bir, 36. Haftadan sonra da haftada bir şeklinde bir takip protokolü vardır. Halbuki gebeler, 11-13. haftada bir perinatoloji uzmanı tarafından muayene edilirse, bu muayenede, risk faktörleri açısından ayrıntılı değerlendirilirler ve elde edilen bulgulara göre, yüksek risk faktörleri tespit edilirse, takipleri ve doğumları ya perinatoloji uzmanı tarafından devam edilir ve yapılır, ya da yüksek risk faktörleri yoksa, 20-22 ve 30-32. Haftada iki kez daha perinatolog tarafından görülmek üzere takipleri yapılır. Yüksek riskli olmayan gebelerde arada kalan bu takipler, gelişmiş ülkelerin çoğunda, bu konuda eğitim almış ve sürekli bilgileri güncellenen aile hekimleri veya ebeler tarafından da yapılmaktadır.
Gebeliğin 20-22 hafta muayenesinde nelere bakılır;
Doğru gebelik haftasının belirlenmesi. Kadınların %30’una yakınında, yumurtlama ve döllenme günü, gebelik haftası ile uyumlu değildir. Gebelik yaşının doğru tespit edilmesinde en önemli muayene ilk üç ay muayenesidir ve en fazla, 3-5 gün artı-eksi olmak üzere gerçek gebelik yaşı belirlenebilir. Ancak anne adayı erken gebelikte tarafımızdan muayene edilmemiş ya da yanında haftasını gösteren kayıtları yoksa son üç aya göre bu hafta muayenesi daha çok değer taşır. Bu nedenle gebelik yaşının son adet tarihi ile uyumlu olup olmadığı net olarak belirlenmemişse, ilerleyen gebelik haftalarında yanılma artabileceğinden, yanlışlıkla, erken doğum, gün geçmesi, bebekte büyüme geriliği veya iri bebek tanıları konabilir. Özellikle adet düzensizliği olan kadınlarda bu durum çok daha fazla önem taşır.
Bebek sayısı(tekil veya çoğul) ve aynı veya farklı yumurta ikizlerinin belirlenmesi. Çoğul gebeliklerde, özellikle de aynı yumurta ikizleri, tek bebeklere göre, düşük ve erken doğum başta olmak üzere, çok daha riskli gebeliklerdir ve özel bir takip ve tedavi gerektirirler. Bunların erkenden belirlenmesi de bu gebelik haftalarında yapılır.
Genetik sonogram. Kromozom özürleri riskinin hesaplanmasında ve tanısında 11-14 hafta US daha değerli olmakla beraber, eğer hastamız geç gelmişse, ya da doktoru tarafından yeni gönderilmişse, veya bu haftada ortaya çıkan bir anormallik varsa(bebekte kalp hastalığı, gelişme geriliği, kol-bacak kısalığı, böbrek anomalisi, suyunun azalması veya artması, ense kalınlığı artışı veya su toplaması(hidrops), diyafram hernisi, kafa tası şekil bozukluğu veya bebekte kromozom özrü riskini artıran her türlü US bulgusu olması halinde değer taşır.
Amniosentez/kordosentez yapılması. Amniosentez 16. Gebelik haftasından önce yapılamaz ve bu haftadan gebelik sonuna kadar yapılan bir tanısal işlemdir. Aslında ideal olanı erken tanıdır ve ikili testte yüksek risk bulunmuşsa ve tanısal test yapılacaksa, teşhisin en az bir ay geç yapılabileceği amniosentezi beklemek yerine CVS yapılması erken tanı imkanı verir. Gebelik ile devam etmeme seçeneğini tercih eden ailelerde küretaj şeklinde yapılabilecek bu işlem ilerleyen haftalarda adeta bir doğum şeklinde olmaktadır. Bu durum ise anne adaylarında ağır psikolojik sorunlar yapabilmekte ve gebelik sonlandırılması daha fazla komplikasyon riskleri taşımaktadır. Bu gün gelişmiş ülkelerde daha erken tanı testi olan CVS daha çok tercih edilmektedir ve amniosentez sadece geç tanı konmuş olgularda tercih edilmektedir. Ancak daha geç gelmiş anne adaylarında ve gebelik takibinde ortaya çıkabilecek durumlara göre endikasyon olduğunda yapılan amniosentez sıklıkla gebeliğin ikinci üç ayında yapılır. Bebeğin göbek kordonundaki damardan kan alma yöntemi olan ve en az sıklıkta yaptığımız kordosentez de bu gebelik haftalarında ya da üçüncü üç ayda yapılmaktadır.
Bebeğin anatomisinin muayenesi. Bebeğin tüm organlarını oluştuğu ilk üç ayda anatominin %100 muayenesi mümkündür. Doğumsal hastalıklarının %50’ye yakının teşhis edilebildiği bu muayene ile ilerleyen gebelik haftaları beklenmeden erken teşhis imkanı vardır. Doğumsal anomalilerden, akrani/anensefali, ensefalosel, body stalk anomalileri, megakist/mesane patolojileri, omfalosel, gastroşizis, kol-bacak yokluğu, monokoryonik ikizler(tek yumurta ikizleri)’inin %100’nün tanısı konabilir ki bu anomaliler tüm doğumsal hastalıkların üçte birini oluşturur. Gebeliğin 20-22 haftasında ise, gelişmiş bir cihazla, ayrıntılı ve titiz bir muayene ile, organ sistemlerine göre değişmekle birlikte doğumsal hastalıkların %60-90’a yakın oranda tanısı mümkündür. Bu muayenede karından US’a vaginal US da eklenebilir. Doğumsal hastalıkların bir bölümü US ile teşhis edilemez ve özellikle mide-barsak ve böbrek-idrar yollarına ait olanların bir bölümünün teşhisi son üç ayda mümkün olabilir.
Daha ideal olan, ikili testteki hormon değerleri ve renkli doppler US sonucuna göre büyüme geriliği için tedbir alınması. Bunun için verilecek aspirin tedavisi 16. Haftadan önce başlanmışsa etkili olabilmektedir. Ancak bu gebelik haftasında uterin arter doppler(rahime giden damardaki kan akım hızı) normalse, tüm gebelerde %4-5 oranında görülen büyüme/gelişme geriliği riski %70 oranında azalır.
Anne ölümlerinin birinci nedenini oluşturan, bebek ölümlerinin de çoğunda neden olabilen, hipertansiyonla seyreden ve gebelik zehirlenmesi olarak ta bilinen, preeklampsi-eklampsi riskinin belirlenmesi ve ön görülmesi. Bu risk hesaplanırken annenin klinik durumuna, kan testleri ve renkli doppler(uterin arter dopler PI) eklenir. Tüm gebelerin %5-8’inde hafif veya ağır derecede görülen bu durum, eğer ki bu muayenede doppler normalse risk %80 oranında azalır. Başka bir deyişle, eğer doppler anormalse, bu gebelerin hepsinde preeklampsi olacak demek değildir ama preeklampsi olacak gebelerin %80’i burada olacaktır. Gebelerde preeklampsi, 20. Gebelik haftasından önce ortaya çıkmaz ve 32. Haftadan önce ve sonra olmak üzere, erken ve geç başlangıçlı olmak üzere 2 gruba ayrılır. Bu nedenle 20-22. Haftada hastalık/komplikasyon ortaya çıkmadan öngörüsü mümkün olmaktadır.
Karından ve özellikle daha hassas olan vaginal ultrason ile erken doğum riski hesaplanır ve erken doğum yapma olasılığı yüksek olanlar öngörülür. Özellikle, çoğul gebelikler ve önceden erken doğum yapmışlar yüksek risk grubunda olup bunlarda vaginal US normalse hele bir de fibronektin normalse erken doğum yapmama ihtimalleri %90’dan fazla olduğu gibi tersi durumlarda erken doğum yapma olasılığı %60’tan fazla olmaktadır. Gebelerde vaginal ultrasonun gebelik üzerine kötü bir etkisi yoktur. Sadece aktif kanaması olanlarda vaginal muayene kontrollü bir şekilde yapılmalıdır.
Çoğul gebeliklere özgü risklerin belirlenmesi ve yönetimi, ikizden ikize kan transfüzyonunun teşhisi, lazer tedavisi, bebeğe anne karnında kan verilmesi, cerrahi işlem yapılması endikasyonlarının belirlenmesi, yapılması veya planlanması yapılır.
İri veya büyüme geriliği olan bebeklerin öngörüsü yapılabilir.
Gebelik ve sistemik hastalıkların(diabet, tiroit, kalp, böbrek, akciğer hastalıkları, pıhtılaşma bozukluklarının erken teşhisi, tedavisi ve yönetimi yapılabilir.
Plasenta patolojilerinin belirlenmesi. Plasenta previa, yapışma anomalileri, bilhassa eski sezaryenlilerde, eski kesi yerine yerleşmiş plasentaların tespiti ve doğumda ortaya çıkabilecek risklerin belirlenmesi.
Amniotik sıvının(bebeğin suyunun) artması veye azalmasının tespit edilmesi, buna neden olabilecek faktörlerin araştırılması, anne karnında tedavi veya gebeliğin seyrinin belirlenmesi yapılır.
Kanama ve ağrının nedeninin belirlenmesi, dış gebelik tanısı ve/veya düşük riskinin belirlenmesi yapılabilir. Rahim ve yumurtalık patolojileri belirlenir.
Özet olarak bu haftadaki muayene ile gebeliğin etraflıca değerlendirilmesi ve buna göre takip protokolü belirlenir. Bebek kayıp ve özürlü/hendikaplı bebek olma nedenleri özetle dört nedene bağlıdır.
Kromozom özürleri, ayrıntılı US ve tarama testleri sonuçlarına göre amniosentez ile teşhis edilebilir.
Plasental(bebeğin eşi) ve maternal(anneye ait) patolojiler, Bunlar bebekte büyüme geriliği ve gebelik+hipertansiyon, preeklampsi-eklampsi olup renkli doppler ile öngörüsü yapılabilir.
Doğumsal anomaliler. Ayrıntılı US şle anne karnında %90’a yakını teşhis edilebilir.
Doğuma bağlı sorunlar, doğum travmaları da bir diğer grubu oluşturur. Bu dört nedenden ilk üçü en büyük bölümü oluşturur ve bunların tanı ve yönetimi çoğunlukla 20-22. Hafta US ile yapılır. Unutulmamalıdır ki konfeksiyon usulü gebelik takibi yapılmaz, her gebelik kendine özeldir.
Prof Dr Ali ERGÜN
Perinatoloji Uzmanı
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Anahtar kelimeler; gebelik, yüksek riskli gebelik, ikili test, ense kalınlık ölçümü, ayrıntılı ultrason, perinatoloji, perinatoloji uzmanı, doğumsal hastalıklar, CVS, erken doğum, düşük tehdidi, preeklampsi, eklampsi.